Motorsiklet Nasıl Çalışır?
Motosiklet ile kalkış yaparken her zaman olduğu gibi doğru oturuş pozisyonuna geçilmesi lazımdır. Mümkün olduğunca rahat olunması gerekir. Motosiklette altın kural, nereye bakılırsa oraya gidilmesidir. Kalkış yaparken, sağ elindeki gaz kolunu kendimize doğru çekeriz, sol elimizle de debriyajı yavaş yavaş bırakırız. Kavrama noktasına geldiği zaman motosiklet harekete geçer. Kavrama noktasını bulduktan sonra debriyaj hızlıca bırakılmamalı, motosikletin hareketinden sonra debriyaj tam olarak bırakılabilir. Hareket edilir edilmez ayaklar motor üzerine alınmamalıdır. Denge toparlandıktan sonra ayaklar yumuşak bir hareketle motorun üzerine konulabilir.
Motosiklet Motoru Nasıl Çalışır?
Çoğu insan tarafından büyük bir zevkle kullanılan motosiklet, insanlar için adeta bir tutku haline gelmiştir. Sürüş kolaylığı, pratikliği ve verdiği haz insanlarda motosiklet kullanımını bir tutku haline getirmiştir. Bu tutku, zaman zaman yaşanan problemlerle sekteye uğrasa da bu motosiklet hakkında öğrenilen her yeni bilgiyle tekrardan şahlanmaya devam etmektedir. Bu yazımızda sizlere motosiklet motoru çalışması hakkında bilgiler vereceğiz.
Motor Nedir?
Yakıtlardan elde edilen ısı enerjisini mekanik enerjiye çeviren makinelere motor denir.
Motorlar iki çeşittir. Bunlar içten yanmalı ve dıştan yanmalı motorlardır.
Motosiklet motorları da, benzin kullanılarak çalıştırıldığına göre, içten yanmalı motorlar kategorisinde yer alır.
Artık Her Yönden Cazip Bir Ulaşım Aracı; Motosiklet
Motosiklete sıcak bakmayan bir çok kullanıcı daha ekonomik ve artan trafiklerde pratik olmasından dolayı motosikleti tercih etmeye başladı. Hem yakıt yönünden hem bakım maliyetlerinin diğer ulaşım araçlarına göre daha uygun ve pratik olmasından dolayı motosiklet tercih ediliyor. Motosiklete yabancı olan bir çok kullanıcı da motosikletin tam olarak ne olduğunu ve nasıl çalıştığını bu yazımızda daha iyi anlayacaktır.
Motosiklet Motorunun Çalışma Prensibi Nedir?
Motorlar, çalışma zamanlarına göre ise iki zamanlı ve dört zamanlı motorlar diye ikiye ayrılır.
İki zamanlı motorlar da, emme ve sıkıştırma yapılarak çalışma gerçekleşir. Bu motor tipindeki emme ve egzoz işlemleri, silindir içerisindeki basınç farkları vasıtasıyla gerçekleşir.
Dört zamanlı motorlarda, dört zaman vardır. Emme, sıkıştırma, ateşleme, egzoz zamanı diye dört zamanı vardır.
Motosiklet motorlarında, otomobillerde olduğu gibi benzinli, gazlı ve dizel motor seçenekleri yoktur. Motosiklet motorları genel olarak benzin ile çalışır. Bu tür motorlar da motosiklet fiziksel ve motosiklet mekanik kısım denen iki kısımdan oluşur.
Motosiklet Motoru Nasıl Çalışır?
Motosiklet motorları iki kısımdan oluşur. Bu kısımlar içerisinde yer alan motorun fiziksel kısmında, kapalı ortamda bulunan bir gaz ısıtıldığında basıncın artması prensibine dayanır. Isıtılma sonrasında artan bu gaz, ne kadar sıcak olursa molekülleri de o kadar hızlı hareket ederek, birbirleriyle ve ortam yüzeyiyle o kadar çarpışır. Oluşan gaz basıncı da yanma sonucunda yüzeye çarpan gaz moleküllerinin etkisiyle oluşurlar.
Oluşan bu gaz basıncı, benzinli bir motorun pistonunu hareket ettirmek için kullanılır. Piston içerisinde bulunan hava genişleyerek, basınç üretebilmek için, ortama yakıt karıştırılır. Ortamda oluşturulan bu karışım daha sonra tutuşturulur.
Motosikletin mekanik kısmında ise, motosikletin arka tekerleğini çevirebilecek kadar güç üreten bir makine yapabilmek için yakıt ile ısıtılan gazın ürettiği gücü nasıl kullanacağımız kısmıdır.
Üst tarafı kapalı olan piston içerisinde yukarıya ve aşağıya kayabilen bir silindir bulunmaktadır. Piston içinde dönen bir çubuğu, silindirin altında bulunan ve yatakta dönen şaftın üzerine bir krankla tutturmak için silindirin alt ucunu hareket ettirir. Bu krank mili dönerse, kranka bağlı olan çubuk, pistonu silindir içinde yukarıya ve aşağıya doğru hareket ettirir.
Bu mekanizma, gaz basıncının silindiri aşağıya ve yukarıya doğru itebileceğini ve pistonu krankla birleştiren çubuktan geçen hareketin krankı itmesini sağlayacağı sonrasında da pistonu sürekli olarak hareket ettireceğini gösterir.
Silindirin Üst Kısmında Hangi Parçalar Bulunur?
Silindirin kapalı olan üst kısmında, silindir kapağı bulunur. Bunlar üç temel parçadan oluşur. Bu üç temel parçanın ikisi valftir. Valfler, yakıt ile hava karışımlarının silindire girmesini sağlar. Bir adet giriş valfi ve yanma gazının silindirden çıkışını sağlayan bir çıkış valfi de denen egzoz valfi burada görev yapar.
Motosiklet motorlarında üç önemli parça arasında yer alan bir diğer parça da bujidir. Buji, elektrikle kıvılcım oluşturarak, silindirde bulunan tıpanın elektrotlarıyla ateşlemeyi sağlar. Emme ve egzoz valflerinin açılma ve kapanmalarını için bir mekanizma sağlar. Ayrıca kıvılcımların buji elektrotları arasında doğru zamanda ateşlenmesini de sağlar.
Piston çalışma döngüsüne, silindirin en tepe noktasına yakın bir konumda başlar. Krank döner, giriş valfi ile piston üst kısımdan diğer yana hareket eder. Böylece silindire kısmi bir vakum oluşturur.
Daha sonra açık hava giriş vanasından hava ve yakıt karışı akmaya başlar. Piston aşağıya ulaştığında, emme valfi kapanır. Piston tekrar geriye döner ve yakıt ile hava karışımı sıkıştırılır. Piston en üste ulaştığında, bujinin elektrotları yardımıyla kıvılcım gönderilir. Bu kıvılcım sıkışan yakıt ve hava karışımını tutarak yakar ve oluşan ısıyı serbest bırakır. Isı, yanan gazların basıncını yedi kat arttırır.
Basınç sağlayan piston tekrar aşağıya itince, krank miline güçlü şekilde döner. Krank miline piston tarafından gönderilen güç, aralıklı olarak verildiğinden motorun düzgün şekilde dönmesi için içinde bir volan dişlisi vardır.
Genişleyen sıcak, yüksek basınçlı gaz ile hareket eden piston, alta yaklaştıkça egzoz valfi açılır. Egzoz gazının silindirden dışarı atılması sağlanır. Piston tekrardan yükselirken, yanmış gazları iterek egzoz işlemine de yardımcı olur. Egzoz valfi, en üst konuma gelince kapanır ve döngü böylece tamamlanır.
4 Zamanlı Motor Ne Demektir?
Motosikletin mekanik motorunda yaşanan olaylar dizisi sonrası piston dört uca vuruşunu tamamlamış olur. Bu nedenle bu döngüye, dört zamanlı döngü deniyor. Bu döngüyle çalışan motorlara da “dört zamanlı motorlar” olarak adlandırılıyor.
Dört zamanlı motor döngüsünü tamamlayan dört piston vuruşunun isimleri, giriş, sıkıştırma, güç ve egzoz olarak isimler alır. 2 zamanlı motosiklet motoruna göre 4 zamanlı motosiklet mekanik aksamı ve motosiklet yedek parçaları daha fazla ve daha teferrüatlıdır.
Motosikletleri satın almak kafa karıştırıcı olabilir. Doğru motosikletler aracı satın alırken göz önünde bulundurmanız gereken çeşitli faktörler olduğu düşünüldüğünde, sizi kolaylıkla ikilemde bırakabilir. Ayrıca, motosikletler de bir satın alan herkes onu aynı amaç için kullanmaz. Bazıları onu şehir içi yolculuklar için kullanırken, adrenalin bağımlıları performans motor sporları için satın alıyor. Tasarım, güç çıkışı, ağırlık, satın alırken kontrol edilen faktörlerden bazılarıdır. Bu tür bir diğer faktör, genellikle motosikletlerde “CC” olarak kısaltılan kübik kapasitedir.
Motosiklet CC Nedir, Ne Faydası Var
Motosikletler ve scooterlarla ilgili olarak cc’leri duydunuz , ancak “cc” gerçekten ne anlama geliyor? Kısa cevap: Motorun hacmini ifade eder. Elbette, motosiklet motorlarında bundan çok daha fazlası var. Ağırlık, beygir gücü, tork ve güç-ağırlık oranı, bir motosikletin performansı üzerindeki en önemli etkilerdir.
Sürekli stop eden bir motor can sıkıcı olabilir. Sürüş esnasında, belirgin bir sebep olmadan da motor aniden stop edebilir. Duruma sebep olan nedenler genellikle hava, yakıt, ateşleme ve sensörlerle ilgilidir ve soğuk bir motorun ilk çalıştırılma esnasında daha sık görülebilir.
“Motor Soğukken Çalıştıktan Hemen Sonra Stop Ediyor”
Bu tür bir stop etme problemi genellikle motorun yeterli miktarda yakıt / hava almaması anlamına gelir. Soğuk bir motor çalıştırılırken oldukça zengin bir yakıt karışımına ihtiyaç duyar.
Sorununuzu çözmeye yardımcı olması açısından olası nedenlerden bazılarını sıralayalım.
Motor Hava Kaçakları
Hava hortumlarında yarılma ya da gevşeme varmı, PCV ve EGR valfi, emme manifoldu contası ve gaz kelebeği etrafında kaçak var mı, kontrol edin.
Kirli veya Arızalı Bir Hava Akış Sensörü
Bu sensör, motor tarafından emilen hava miktarını ECU’ya bildirir. Kirlenmiş, yağlanmış ve dolayısı ile tıkanmış bir hava akış sensörü görevini yapamaz. Hava akışındaki değişikliklere tepki vermesi yavaş olacaktır. Bu aksaklık hava/yakıt karışımını bozabilir. Hava akış sensörünü aerosol elektronik temizleyicisiyle temizlemek genellikle sorunu düzeltir.
Arızalı Rölanti Devir Sensörü
Enjeksiyonlu araçların rölanti devri, sensörlerden gelen sinyaller doğrultusunda elektronik kontrol ünitesi tarafından yapılır. Rölanti motoru, gaz kelebeği kapalıyken, emme manifolduna hava alınmasını sağlar. Rölanti motoru ve gaz kelebeği kirlenmişse veya arızalanmışsa motor rölantide çalışacak kadar hava alamaz ve stop eder.
Arızalı Hararet Müşürü (Su Sıcaklık Sensörü)
Su sıcaklık sensörü arızalanmışsa ve motorun gerçekte olduğundan daha soğuk veya daha sıcak olduğunu ECU’ya bildirirse, yakıt karışımı da bozulabilir. Sensör, normalden daha soğuk okursa motor zengin çalışır. Yani yanma odasına daha fazla yakıt gönderir. Bu durumda motor stop etmez ancak ısındıktan sonra rölanti sorunları yaşanabilir ve yakıt tüketimi artar. Sensör, normalden daha sıcak okursa ECU yakıt gönderimini azaltacaktır. Bu durum soğuk motorun stop etmesine neden olur. Arızalı sensörün mutlaka değiştirilmesi gerekir.
Arızalı Hava Sıcaklık Sensörü
Bu sensör ECU’ya emme manifolduna giren havanın sıcaklığını bildirir. Hava / yakıt karışım oranını ayarlayabilmesi için ECU doğru verilere ihtiyaç duyar. Tıpkı, arızalı su sıcaklık sensörü gibi, arızalı hava sıcaklık sensörü de yakıt karışımını bozabilir ve stop etme problemine neden olabilir.
Arızalı MAP Sensörü (Mutlak Basınç Sensörü)
Bu sensör, ECU’nun motor yükünü algılamak için kullandığı en önemli sensörlerden biridir. Emme manifoldundaki vakum miktarını algılayarak, bu vakum miktarıyla orantılı olarak bir sinyal üretir. Motor kontrol ünitesi (ECU), bu bilgileri ateşleme avansını ve yakıt enjeksiyon miktarını ayarlamak için kullanır. MAP sensörü arızalıysa ECU çok fazla veya yetersiz yakıt gönderebilir. Bu da motorun stop etmesine yol açabilir.
Düşük Motor Basıncı
Aracınız çok uzun kilometreler yapmışsa piston, segman ve silindirler aşınmış olabilir. Supaplar deforme olmuş ve motorun kompresyonu düşmüşse araç çalışmayabilir. Bunun için motora kompresyon testi yaptırmalısınız. Eğer sorun bundan kaynaklanıyorsa motor revizyonu yaptırmanız gerekebilir.
Bitmiş Veya Kirlenmiş Bujiler
Ateşleme sorunları bir motorun stop etmesinin başlıca sebebidir. Ufak bir tekleme, henüz ısınmamış ve ağır çalışan bir motorun stop etmesine neden olabilir. Bujiler ve buji kabloları uzun zamandır değiştirilmemişse iyi ateşleme yapamaz. Zayıf bir ateşleme ise ateşleme bobinini veya krank mili konum sensörünü etkileyebilir.
Kötü Yakıt
Çok fazla alkol (% 10’dan fazla) içeren, su veya başka bir madde ile karıştırılmış benzin iyi yanmayacağı için motorun stop etmesine sebep olur. Stop etme ile ilgili yaşadığınız sorun, en son aldığınız yakıttan sonra başlamışsa bundan şüphelenebilirsiniz. Çözüm, tankı tahliye etmek ve bir başka benzin istasyonundan yeniden doldurmaktır. Eğer motor normal şartlarda çalışıyorsa tank boşalana kadar kullanmaya devam edebilirsiniz.
“Trafik Işıklarında Rölantide Motor Stop Ediyor”
Trafik lambalarında beklerken rölantideki aracın stop etmesi, motorun yeterince hızlı çalışmadığını (rölanti devri çok düşük) veya motorun klima kompresörü ve alternatör tarafından oluşturulan yük tarafından gücünün azaldığı anlamına gelir. Ayrıca, yakıt karışımının çok zengin veya fakir olması motorun zayıf çalışmasına neden olabilir. Bu tür stop etme sorunlarına yol açan muhtemel nedenleri inceleyelim.
Arızalı Klima Kompresörü
Klima kompresörü muhtemelen yağlama eksikliği, iç aşınma veya başka sorunlardan dolayı motoru sıkıştırabilir. Sorun yalnızca klima açıkken oluşursa, kompresörde bir sorun var demektir.
Şarj Sistemi Üzerinde Aşırı Elektrik Yükü
Akü bitmişse ve alternatör şarj etmek için aşırı çalışıyorsa, motordaki yük artışı rölanti devrini düşürerek motorun stop etmesine neden olabilir. Akünün bittiğini veya çalışmadığını görmek için şarj durumunu kontrol edin. Akü zayıfsa şarj ettirin. Şarj olmuyorsa yeni bir akü satın almanın vakti gelmiş demektir.
NOT: Düşük voltaj, ateşleme sisteminin ve yakıt enjektörlerinin çalışmasını olumsuz şekilde etkiler ve böylece stop etme ve hatalı ateşleme meydana gelebilir. İyi bir şarj sistemi rölantide yaklaşık 13.5 ila 14.5 volt üretmelidir.
“Motor Sürüş Esnasında Stop Ediyor”
Bu tarz sorunlar genellikle ateşleme sistemi ile ilgilidir. Sorunun sebebi genellikle arızalı bir krank mili konum sensörü veya ateşleme bobininden (motorda sadece bir bobin varsa) kaynaklanır. Teması kaybeden arızalı bir kontak anahtarıda motorun ansızın stop etmesine neden olabilir.
Böyle bir sorun yaşadığınızda kaputu açın ve bujilerde kıvılcım olup olmadığını kontrol edin. Bir kişi marşa basarken diğeri bujileri çıkarıp (buji ucunu motor bloğuna temas ettirerek) ateşleme varmı kontrol etsin. Ateşleme varsa sizi çarpabilir bu nedenle elinizi teline temas ettirmeyin. Marşa basılırken bir kıvılcım görmüyorsanız arıza ateşleme sistemindedir.
Motorda ateşleme varsa arıza yakıt basıncının düşmesinden kaynaklanabilir. Yakıt pompası arızalandığında genellikle hiçbir uyarı vermez. Bu durumda motor çalışmayacaktır. Aracın çekici ile götürülmesi gerekir. Yakıt pompasını test etmek için kontak açıkken arka koltuk altından ses gelip gelmediğini dinleyin. Ses duyamazsanız yakıt pompası çalışmıyor demektir. Pompanın çalışmamasına sigorta atması ya da arızalı bir rölede yol açabilir. Eğer araç çok uzun kilometreler yapmışsa pompanın arızalı olması kuvvetli ihtimaldir.
Sorun ECU rölelerinden de kaynaklanabilir. Bu rölelerden biri arızalanırsa ECU yakıt enjektörlerini kapatır ve ateşlemeyi durdurur. Bunun olası olup olmadığını öğrenmenin tek yolu, ECU güç rölelerini değiştirmektir. Sorun devam ederse aracın elektronik tesisatına bakılmalıdır.
Başka bir olasılık ise düşük sistem voltajı, voltaj kaybı veya aşırı şarj durumudur. ECU ve diğer kontrol modüllerinin çalışması için 12 volt sabit akım gerekir. Besleme voltajı 9 voltun altına düşerse ya da 16 volt civarlarında dalgalanırsa (ya da kesilirse) ECU enjektörleri ve ateşleme devresini geçici olarak durdurabilir. Bu durum genellikle elektrik ve şarj sisteminde meydana gelen kısa devreden yaşanır. Bu tarz arızaların bulunması çok zordur ve anlık verileri yakalayan özel aletler gerektirir. İşini bilen bir elektrik teknikeri verilere bakarak, motorun stop etmesine neden olan arızayı tespit eder ve onarır.
Ayakların duruşu
Sürüş esnasında ayakların duruşu pek çok kişi için önemsiz görünür ancak motosikleti kontrol etmek için ellerimiz, bacaklarımız ve ayaklarımızdan başka temas noktamız bulunmaz. O nedenle peglere basış şeklimiz de kontrol için çok önemlidir. Scooter kullanıcıları için ise bacak arasında benzin deposu da olmadığı için motosiklet ile eller ve ayaklardan başka temas yoktur.
Hareket halinde ayakların duruşu
Peg denilen ayak basma noktaları genelde ince çubuklardan ibarettir. Sol pegin önünde vites kolu, sağ pegin önünde de arka fren kolu bulunur. Motosiklet hareket halindeyken vites koluna ve arka frene gerekmedikçe basmamak gerekir. Peglerin temel işlevi motosiklet hareket ettikten sonra ayakları taşımaktır, ayakları kolların üstünde tutmak değil. Ayaklar ileride kontroller üstünde tutulursa gereksiz aşınmalar veya kontrol dışı frenleme yapılabilir.
Genelde motosiklet kullananlarda peglere ayak tabanlarının ortasından basmak gibi bir alışkanlık bulunur. Mesele ayakları bir yere basmak olduğunda bu davranış makuldur ancak sıkışık trafikta ayak burunları dışarıya açılarak sağa sola takılabilir ki bu oldukça tehlikelidir. Artçılarda bu durum çok daha fazla tehlikelidir çünkü motosikleti kontrol etmedikleri için sağa sola ne kadar yaklaştıklarını kestiremezler.
Peglere doğru basış şekli ise parmakların birleştiği kemik ile, yani ayağın ön tarafı ile basmaktır. Bu pozisyonda ayaklar parmak ucuna kalkmışsınız gibi ön taraftan peglere gerektiğinde yük uygulayabilir durumda kalacaktır. Ayakları vites değiştirmek için veya fren yapmak için ileriye doğru uzattıktan sonra tekrar geriye yerleştirmek gerekir.
Peglere ayağın ön kısmıyla basıldığında viraj girişlerinde ayakla baskı yapılarak daha rahat yatış sağlanır. Aynı şekilde yolda karşınıza çıkabilecek asfalt deliklerinden ya da kasislerin üzerinden geçişlerde pegler üzerinde ayağa kalkılarak bacaklara süspansiyon görevi verilir. Bu şekilde motosiklet altta sallanırken sürücünün vücudu darbeden etkilenmez ve kontrol kaybı ihtimali azaltılır.
Durur halde ayakların duruşu
Motosikleti durdurmak için vitesleri sırasıyla küçülterek birinci viteste durmak gerekir. Sol ayak vites küçültürken sağ ayak da fren yapmaktadır. Motosiklet tamamen durduğunda sağ ayak frende kalırken sol ayak yere basılır. Bu şekilde ön fren bırakılabilir ve özellikle yokuştaki kalkışlarda debriyaj ile gaz ayarlaması yapılırken fren ayakla kontrol edilir.
Motosiklet yan sehpaları sol tarafta bulunduğu için motoru sol tarafa yatık vaziyette tutmak sürücünün en kolay kontrol edebildiği harekettir. Her duruşta motoru tam ortada tutmak mümkün olmaz, o nedenle sol ayak yere bastığında sola doğru alışılmış eğim kontrolü motorun sola kaçmasını rahatça engeller. Sağ ayak ve bacak bu kontrole aynı ölçüde alışkın değildir.
Motosiklet ani bir şekilde durdurulmuş veya yavaşlarken vites küçültülememiş ise, ön fren sıkılarak sağ ayak yere basılır, sol ayakla vitesler hızlıca küçültülür, sonra yine sol ayak yere basılarak sağ ayak frene konur. Bu alışkanlığa sahip olan sürücüler yokuş aşağı, yokuş yukarı veya eğimli yüzeylerde her türlü sağlıklı bir şekilde durabilirler ve kalkabilirler.
Scooter kullanıcıları için arka fren sol elde olduğu için bu davranış çok kritik değildir ancak bir gün vitesli motor da kullanabilecekleri için bu duruşa alışmaları faydalı olacaktır.
Yavaş hızlardaki keskin dönüşlerde peglere kuvvet uygulamak denge bulmayı çok kolaylaştırır. Çok yavaş düz sürüşlerde sol ayak zaten birinci viteste bulunan vites koluna hafifçe bastırılır, sağ ayak da aynı hizada fren kolunun üstünde tutularak denge noktası öne alınır. Bu şekilde sağ el frenle ilgilenmez, sadece gaz kontrolü yapar. Sağa ayak frene hafifçe bassa bile debriyajla dengelenerek motosiklet kontrollü bir şekilde yavaş yavaş ilerletilir. Sıkışık trafikte araçların arasından ilerlerken ayağınızı yere basmadan akıcı bir şekilde ilerlemenizi sağlayacak bu tekniğe alışırsanız çok rahat edersiniz.
Durunca sağ ayak her zaman frende, sol ayak da yerde. Buna alışırsanız güvenli durur güvenli kalkarsınız.
Motosikletler neden soğuk havalarda zor çalışırlar?
Merhabalar dostlar motosikletin soğukta zor çalışmasının veya hiç çalışmamasının sebeplerinden bahsedeceğiz.
Soğuk çalıştırma kavramı havanın soğukluğuyla doğru orantılı olsa da soğuk çalıştırma denen kavram aslında motorun uzun zamandan sonra ilk kez çalıştırılması anlamında da kullanılıyor.
Tabi ki şu bir gerçek hava sıcaklığı düştükçe motosikletin ilk çalışmadaki zorlanma miktarı artıyor. Zaten bende yazıda bunları dikkate alarak ilerleyeceğim. Yani havanın çok soğuk olduğu dönemleri baz alacağız.
Sürücülerin, kullandıkları araçların hızlarını, trafiğin durumu, trafik işaret levhaları ve kurallarına uydurmakla yükümlü oldukları, bu levhalara ve kurallara uyulmaması durumunda da belirli yaptırımlara bağlanmış olan kurallara hız kuralları denir. Hız kurallarına uyulmaması durumunda maddi yönde zararlar doğabileceği gibi ölüm, yaralanma gibi istenmeyen diğer sonuçlarda ortaya çıkabilir. Trafik kazalarının büyük bir kısmı sürücülerin hız kurallarını ihlal etmesi sebebiyle gerçekleşmektedir. Trafik kazalarının %94 lük oranla en önemli sebebi insandır ve bunun %27 sini sürücüler oluşturmaktadır. Türkiye de gerçekleşen trafik kazalarının en önemli sebeplerinden biri sürücülerin hız sınırlarına uymaması ve aşırı hız yapmalarıdır. Hız kuralları yolların çeşitlerine göre farklılık gösterir.
Sürücülerin Hızlarını Ayarlamaları Gerektiği Durumlar
Sürücüler, yolun şekli, kullandıkları aracın türü ve yük durumu, trafiğin durumu, hava durumu ve görüş alanı gibi nedenlere bağlı olarak hızlarını ayarlamalıdır. Sürücüler:
Kavşaklara yaklaşırken,
Tepe üstlerine yaklaşırken,
Yaya geçitlerine yaklaşırken,
Tünellere ve demiryolu geçitlerine yaklaşırken,
Yol yapım ve onarım alanlarına yaklaşırken,
Dar köprülere yaklaşırken,
Okul geçitlerine yaklaşırken,
Dönemeçli yollarda ilerlerken hızlarını azaltmak durumundadırlar.
Karayolları Trafik Yönetmeliğinde yapılan değişiklikle hız sınırları yükseltildi. Karayolları Trafik Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik, 1 Eylül 2010 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Buna göre:
Motosiklet (L3) için: Yerleşim yeri içinde 50, şehirlerarası çift yönlü karayollarında saatte 80 kilometre, bölünmüş yollarda saatte 90 kilometre, Otoyollarda saatte 100 kilometredir.
Motosiklet (L4, L5,L7) için: Yerleşim yeri içinde 50, şehirlerarası çift yönlü karayollarında saatte 70 kilometre, bölünmüş yollarda saatte 80 kilometre, Otoyollarda saatte 80 kilometredir.
Motosiklet (L1, L2, L6) için: Yerleşim yeri içinde 30, şehirlerarası çift yönlü karayollarında saatte 45 kilometre, bölünmüş yollarda saatte 45 kilometre, Otoyollara girmez.
Trafik kurallarına ve hız limitlerine uyalım. Kazaları önleyelim.